21 Kasım 2015 Cumartesi

Tıp Doktorları Neden Doktora Yapmak İsteyebilir?

Türkiye'de tıptan mezun olup, doktora yoluna neden düşülür? Bu soruya, bu yola çıkan insan sayısınca cevap verilebilir ama, bu yolda olan biri olarak gözlem ve fikirlerim: -Türkiye'deki doktor-hasta ilişkilerinden ve mevcut sağlık sisteminden duyulan rahatsızlık. Bu ifade bir siyasi görüş değildir. Şahsi gözlemimdir. Zaten Türkiye'de doktor olanlar için bu konuda daha fazla açıklama gereksizdir diye düşünüyorum.
-Araştırma merakı. Bilimle uğraşma, yeni bilgilere ulaşmaya çalışma, henüz etkili tedavi veya ilacı olmayan hastalıkları çalışma isteği de doktora için bir neden sayılabilir. Doktora sürecinde fazlasıyla içiçe olacağınızdan emin olabilirsiniz.
-Kariyer. İlerde öğretim üyesi olup üniversitede kalmak isteyenler için doktora bir tercih sebebi olabilir.
-Para. Doktoranın maddi getirisi, doktorlukla kıyaslandığında daha düşük olacaktır diye düşünüyorum. O yüzden maddi beklentisi olanlara tavsiye etmem.
-Yeni bir ülke. Amerika. Değişik ülkelerde, tıptan mezun olup, Amerika'da yaşamak için doktorluğu bırakıp doktora yolunu seçen insan da var. Amerika'da doktorluk yapmak için gerekli olan sınavları veremedikleri veya pozisyon bulamadıkları için araştırma yolunu seçmiş, veya sadece araştırmaya merakı olduğundan ötürü bu yolu seçen insanlar var. Beyin göçü, bunun adı. Yaşadığı ülkelerde bir şekilde mutsuz olan, burada da beyin gücü ile kendilerine yer bulan insanlar, sayıları hiç de az değil. Bu da bir seçenek.
-İdeal. Sona koydum, ama sonuncu sırada değil. Gerekli eğitimi alıp bilgi ve beceri heybesini doldurup, buradaki araştırmayı Türkiye'de yapmaya çalışmak. Zor olanı gibi görünüyor. Sadece bilgi ve beceri yetmiyor araştırma için. Donanımlı bir laboratuar, tecrübeli teknik eleman, araştırmayı yürütecek para, kullanılacak malzemeler (antibody, cell line, animal models etc ), ve en az bunun kadar akla gelmeyen eksikle uğraşmak ve üzerine de, muhtemelen, araştırma mentalitesi olmayan insanlarla mücadele ederek bunu oturtmaya çalışmak (Üniversite eğitimi sırasında 'dinazor' diye tabir ettiğimiz, 'gölge etme başka ihsan istemem' diyeceğimiz insanlar)... Bunlar, Amerika'da iken efor sarfedilmeyen ama Türkiye'ye dönüşte, araştırma için harcayacağınız eforun üzerine binecek faktörler. İnanıyorum ki, bunlar aşılmış olsa, 'tersine beyin göçü' dedikleri harekette patlama olur.

Ek olarak, yeni şeyler peşinde koşmak istiyorsanız gayet iyi bir seçenek olabilir doktora. Mesela, genomik alanında doktora yapıp Google'a gitmek, ilaç endüstrisi, arkeoloji, okyanus bilimi vs aklınıza ne gelirse, bir şekilde yol bulabilirsiniz merak ettiğiniz bir çok alana...

25 Ekim 2015 Pazar

Aziz Sancar, MD, PhD ve Nobel

2011 yılının sonundan bu yana MD PhD Türkiye adlı bu blogda tıp doktorları için doktora yani PhD imkanları üzerine durmaya çalışıyoruz. Bu blogun amaçlarından birisi de tıp doktorlarına temel bilimler üzerine çalışma yollarını göstermek ve bu yolda çalışmalarını sağlamaktı. Birkaç hafta önce Prof. Dr. Aziz SANCAR'ın Nobel ödülünü kazanması ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu göstermiş oldu. Ondan dolayı Prof. Sancar'la alakalı bir yazı yazmak ve hayatında bazı noktaların üstünü çizmek bir gereklilik oldu.

Prof. Dr. Aziz Sancar

Prof. Sancar, 1946 yılında Mardin'in Savur ilçesinde dünyaya gelir. Babası eğitimli olmasa da eğitime çok değer veren bir insandır. Bunu 1960'lı yıllarda oğlunu üniversite sınavına sokmasından ve İstanbul'a okumaya göndermesinden anlıyoruz.

1963 yılında üniversite sınavına girer ve çok istediği iki bölümden birisi olan tıp fakültesini tercih eder. İstediği diğer bölüm ise Kimyadır. 1963 yılında başladığı İstanbul Tıp Fakültesi'ne başlar. Kimyaya olan ilgisi sayesinde tıp fakültesinde Biyokimya alanına merak sarar. Zamanın biyokimya hocalarının da teşviki ve olumlu etkisiyle daha tıp fakültesi 2. sınıfta iken biyokimya alanında araştırmalar yapmaya ve kendini geliştirmeye başlar. Kendisinin ifadesiyle, İstanbul Tıp Fakültesi Avrupa'nın en iyi tıp fakültelerinden birisidir. Genç yaşta hedefini seçmiş, temel bilimler araştırmacısı olmaya karar vermiş ve bu yolda yürümeye başlamıştır.

Tıbbiyeyi bitirdikten sonra 2 yıl Mardin Savur'da mecburi hizmet yapar. O günleri çok güzel günler olarak hayırla yad eder. Biyokimya alanında "fotoreaktivasyon" konusuna ilgi duyan Sancar, derinlemesine araştırmalar yapmak üzere Dallas'taki Teksas Üniversitesi'nin yolunu tutar. Bu üniversitede "Moleküler Biyoloji" konusunda doktora çalışmalarına başlar.

Doktora sırasında, öncesinden güçlü bir deney tecrübesi olmadığı için kendini deney yapma konusunda geliştirmeye çalışır. Yaptığı deneylerden bir tanesinde ne yaparsa yapsın başarısız olur. Aynı bölümdeki doktora öğrencilerinden birisi "senin deneysel araştırmaya kabiliyetin yok, en iyisi doktorluğa dön" der. Buna rağmen pes etmez ve çalışmaya devam eder. 1977 yılında "fotoliyaz" enziminin işleyişinden sorumlu geni bulduğu başarılı çalışması ile doktorasını alır. Bu enzim üzerinde çalışan 3 araştırma laboratuvarına başvurur ama olumsuz yanıt alır. DNA onarımı çalıştığı Yale Üniversitesi'nde de uygun kadro olmaması nedeniyle "teknisyen" kadrosunu kabul ederek işe ve çalışmaya başlar. Uygun kadro bulunamamasına, mali sıkıntılara rağmen küsmez ve çalışmalarına devam eder. Sonunda Yale Üniversitesi'nden DNA onarımı konusundaki çalışmaları ile Doçentlik tezini tamamlar.

1982 yılından bu yana Kuzey Karolayna Üniversitesi'ne bağlı Chapel Hill Üniversitesi'nde DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerine çalışmaktadır. Artık bu ana ve büyük dallar arasındaki bağlantılara da odaklanmaktadır ve çalışma odağından şaşmamaktadır. Günde 15 - 16 saat çalıştığı, çok çalıştığı ve izin kullanmadığı için şikayet edildiği söylenir.

Kendi ifadesinde başarısı için “Savur’dayken çok güzel bir ilkokulumuz vardı. Çok iyi, çok fedakâr öğretmenlerimiz vardı. Mardin’deki lisede de aynı şekilde çok iyi öğretmenlerimiz vardı. İstanbul Tıp Fakültesi, Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden biriydi. Türkiye’de gerçekten çok iyi bir eğitim gördüm. Bu ödülü, memleketime ve Cumhuriyet devrinin başlattığı eğitime borçluyum.” demektedir. Tabi o zamanın ilkokul ve lise olmak üzere milli eğitimi ve üniversite eğitimi güçlüdür. İdealist olmayı ve idealistleri destekler. Prof. Sancar'ın başarısında bu faktör atlanamaz. Bugün ise milli eğimimiz ve üniversite ortamımız aynı liyakatte değildir. 

Son Söz

Prof. Sancar'ın Nobel Kimya Ödülü'nü alması ve ödülünü ülkesine armağan etmesi bizleri çok sevindirdi. Diğer yandan Prof. Sancar gibi örneklerin ülkemizde çalışma hayatını sürdüren öğretim üyelerinden çıkmaması bizleri üzdü. Umarım ki, gelecekte ülkemizde yapılan bilimsel araştırmalardan da büyük bilimsel ödüller kazanılacaktır. Ayrıca Nobel Kimya Ödülü'nün yanında Nobel Tıp ve Fizyoloji ödülü gibi tıbba özgü ödüllerin de ülkemize gelmesi en büyük dileğimizdir.

Tıp öğrencisi ve tıp doktoru arkadaşlarım. Popüler kültürünün, aile ve toplum baskısının etkisiyle klinik bilimlere yönelen, aslında olması gereken yer temel bilimler olan arkadaşlarımızın yeri klinik değil temel bilimler olmalıdır. Temel bilimlere yönelen arkadaşlarımız hem nitelikli araştırmalar yapacaklar hem de nitelikli tıp öğrencileri yetiştireceklerdir. Yetiştirdikleri tıp öğrencilerine bilim aşkını katacaklar ve tıp fakültesi sıralarından itibaren nitelikli öğrencileri tıpkı Prof. Sancar'da olduğu gibi teşvik edeceklerdir.

Bunun için öncelikle kendimizi ikna etmeliyiz. Prof. Sancar gibi emin adımlarla yürümeliyiz. Daha sonrasında bir şekilde aileye de topluma da açıklanır. Ülkemizin ve tıp fakültelerimizin bilimsel olarak kalkınması siz nitelikli tıp doktorlarının temel bilimlere yönlenmeleri ile mümkündür. Tüm imkansızlıklara rağmen bu yolda yürümeliyiz. Vizyonumuz gelecekte olacağımız yerlerde böyle olmak olmalıdır. Geri kalan  her şey ayrıntıdır.

Soyut olarak yaptığımız konuşmalara somut bir örnek olan Prof. Sancar'a teşekkür ediyorum, kendisini aldığı ödül nedeniyle kutluyorum.

Gelecekte, ülkemizde yapılacak bilimsel araştırmalarla daha nice Nobel ödüllerine.

1 Ağustos 2015 Cumartesi

IELTS (International Examination Language Testing System)


IELTS, İngiltere menşeli, dünya tarafından kabul edilen bir İngilizce seviye belirleme sınavıdır. 1989 yılında başlatılan sınav Cambridge Üniversitesi, British Council ve IDP Eğitim Ltd. tarafından düzenlenmektedir.

Bugün IELTS yüksek öğretim ve göçmenlik için dünyanın en popüler sınavıdır. 2009 yılında 130 ülkede, 500 sınav merkezinde, 1.4 milyon kişi bu sınava başvurmuştur. İngiltere, Yeni Zelanda, Avustralya, İrlanda, Güney Afrika ve Kanada'daki eğitim kurumlarının tamamında ve Amerikan üniversitelerinin birçoğunda tanınmaktadır. Ayrıca sınav Kanada, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda'ya göçmenlik başvurusu yapanlar için zorunludur.

Sınavın akademik ve genel olmak üzere iki çeşidi vardır. Genel olarak göçmenlik başvurusu için genel modül kullanılırken, akademik amaçlar için akademik modül kullanılır.

Amerika'da PhD kabulü almak için anadili İngilizce olmayan ülkelerden gelen adaylardan istenen dil sınavları başlıca TOEFL ve IELTS'tir. IELTS'in akademik modülü PhD başvurularında kullanılabilir. 

Sınav Yerleri, Tarihleri ve Başvuru

IELTS, Türkiye'de British Council tarafından düzenlenmektedir. Ülkemizin birçok ilinde sınav yapılmaktadır. Başvuru için British Council'in sitesinde verilen İş Bankası hesabına belirtilen sınav ücretini yatırmanız gerekmektedir. Sonrasında ise online başvuru yapıyorsunuz.

Online kayıt sonrası sitede pdf formatında indireceğiniz belgeleri doldurup bir tane de fotoğraf ile beraber sınav günü yanınızda götürmeniz gerekiyor. Banka dekontuna gerek yok.

Şu önemli ki, sınava girerken sizden 2 tane kimlik istiyorlar. Pasaport da sayılıyor. Kimlik, ehliyet ya da pasaporttan iki tanesi olabilir. Ya da ehliyet ve pasaportunuz yoksa kimliğin yanına kurum ya da üniversite kimliklerinizi de kabul ediyorlar.

Sınavla alakalı daha geniş ve güncel bilgi için lütfen British Council'in sitesine gidiniz:

Sınavın Geçerliliği ve Gerekli Puan

Genel olarak uluslararası geçerlilik 2 senedir. Yalnız başvuracağınız kurum ya da üniversite daha uzun geçerlilik süreleri belirleyebilir. Ondan dolayı üniversite duyurularını takip etmekte yarar vardır.

Genel olarak PhD başvurularında istenen akademik IELTS notu 6,5'tur. Tabi daha yüksek puanlar isteyen bölümler de vardır. Dil şartlarını başvuracağınız bölümlerin kabul şartlarından bakmalısınız.

İstenen bölüm konusunda diğer bir husus ise şudur: IELTS sınavında dört bölümden aldığınız puanların ortalaması genel puanınızı vermektedir. Örneğin; speaking 5,5 writing 6,0 reading 7,0 ve listening 6,5 olarak ortalama 6,5 puan alabilirsiniz. Bazı bölümler her bir alt puan türünden taban puanlar da isteyebilir. Yani bölümün şartı her puan türünden en az 6,5 almak olabilir. Böylece genel ortalamanız 6,5 olsa bile yetmez. Her puan türünüzü 6,5 ve üzerine çekmeniz gerekir. Eğer böyle bir şart varsa bölümlerin sayfalarında belirtilir.

Sınava Hazırlanma

Hazırlık açısından yapılabilecek birçok şey vardır. Öncelikle genel ingilizce seviyeniz düşükse yükseltmelisiniz. Yüksek ingilizce düzeyi yüksek puan demektir.

TOEFL gibi birçok IELTS kursları da vardır.

Kaynak olarak özellikle Cambridge'in olmak üzere piyasa da birçok kitap vardır. Sınavı hazırlayan da Cambridge olduğu için Cambridge'in kaynaklarını tercih etmek mantıklıdır. Eğer genel ingilizce altyapınız varsa çıkmış IELTS sorularını inceleyerek sınava aşina olmanız size yetebilir. Kendim de kullandığım Cambridge'in IELTS kitabı budur:
Cambridge Books for Cambridge Exams
Birden dokuza olmak üzere 9 kitaptır. Çıkmış akademik ve genel modül 4 beceriyi ve cevaplarını içermektedir. Sınavın yapısını daha iyi öğrenmek ve sınava aşina olmak açısından bire birdir. Tavsiyem 4,5,6 ve 7. kitapları almanızdır. 1, 2 ve 3.. kitaplar seviyesi çok düşük kitaplardır. Kitapların pdf formatı ve ses kayıtları internet ve torrent sitelerinde vardır. Basılı halleri ise Ankara Olgunlar'da bulunmaktadır (sadece ben değil resmi British Council temsilcisi de böyle söylemişti).

Sınavın Anatomisi

IELTS, İngilizce'nin dört becerisine hitap eden bir sınavdır, aynı TOEFL gibi. Listening, Reading, Writing ve Speaking kısımları içermektedir.

IELTS'te akademik ile genel modül arasındaki farklar reading kısmı ve writing task 1'dır.

Sınavın anatomisi aşağıdaki şekilde açıkça görülebilir:


Listening

Listening kısmı toplam 40 sorudan oluşmaktadır. Bu 40 soru 10 soruluk 4 kısım şeklinde verilmektedir. Çoktan seçmeli sorular ve boşluk doldurma kısımları içermektedir. Önemli nokta sadece 1 defa dinleme hakkınızın olmasıdır. Yani iyi odaklanmanız gerekmektedir. Total dinleme kısımları 30 dakika sürmektedir. Sınavın sonunda bir 10 dakika da cevaplarınızı cevap kağıdına geçirmeniz için verilmektedir. Ondan dolayı sınav sırasında cevapları tam ve hatasız yazmaya çalışmayın. Ne de olsa sınav sonunda 10 dakikanız olacak. Mesela cevap "entertainment" ise "ent." ya da "environment" ise "envir." gibi anlayacağınız şekillerde kısaltabilirsiniz. Yoksa tam kelimeyi yazarken diğer soruları kaçırma gibi bir sorunla karşılaşabilirsiniz.

Listening kısmında otel randevusu, yurt imkanları gibi kolay kısımlar bulunurken, akademik bir lecture gibi zor konularda bulunmaktadır. Genelde müze turu, iş tanımı, bir yer tanıtımı gibi kısımlar da gelebilmektedir. Akademik ve genel modüllerin ikisi de aynı sınavı almaktadır.

Listening kısmı ise skor bandları aşağıdaki gibidir.


Reading

Reading kısmı toplam 40 sorudan oluşmaktadır. Her sorunun değeri 1 puandır. Genel olarak "True, False, Not Given", başlık yerleştirme, boşluk doldurma, cümle eşleştirme tarzında sorular bulunmaktadır. Genel reading kısmında süre sıkıntısı varken akademik reading kısmında bu sıkıntı daha da fazlalaşmaktadır. Toplam süre 60 dakika iken listening kısmında olduğu gibi cevap kağıdına geçirmek üzere fazladan 10 dakika bu kısımda yoktur. Yani 60 dakika içerisinde hem soruları çözmeli hem de cevap kağıdına cevaplarınızı geçirmiş olmak durumundasınız.

Akamik modül reading sınavında toplamda 3 tane akademik reading parçası bulunmaktadır. İlk parçada 14, diğer iki parçada 13'er soru vardır. Parçalar genel olarak tarih, tıp, psikoloji, doğa, hayvanlar gibi genelgeçer konular üzerinedir.

Akademik reading skor bandları aşağıdaki gibidir:



Genel modül reading sınavında bir tane uzun akademik bir parça, 4 tane de tablo, takvim, bilgilendirme notu gibi daha hafif parçalardan oluşmaktadır. Akademik kısma göre daha kolaydır ama akademiğe göre daha fazla doğru sayısıyla aynı puanlar alınmaktadır.

Genel reading skor bandları aşağıdaki gibidir:


Writing

Toplamda 2 tane Task ve totalde 60 dakika süre vardır. Task 1 minimum 150 kelime, Task 2 250 kelime olmalıdır. İki kısım için önerilen süreler sırasıyla 20 ve 40 dakikadır.

Task 2, genel geçer konular üzerine kendi görüşünüzü savunacağınız genel meseleler içermektedir.

Task 1 ise genel ve akademik modül için farklılık göstermektedir. Genel modülde verilen şartlar dahilinde mektup yazmanız istenmektedir. Akademik modülde ise size akademik grafik, kart verilmekte ve bunu yorumlamanız istenmektedir.

Genel writing puanınızın 1/3'ünü Task 1 oluştururken, 2/3'ünü de Task 2 oluşturmaktadır. Puanlama kurumun elemanları tarafından kendi belirledikleri ilkelere göre yapılmaktadır. Writing sınavının değerlendirmesi gramer yapısı, kompleks cümleler, konuyla alakalı gerekli kelimelerin kullanımı, kelime sayısı, okuyucu dostu olup olmadığı gibi kriterler etkili olmaktadır. Çok kısa ve çok uzun yazmak puan kırılmasına neden olabilir.

Speaking

Diğer yazılı sınavlar genel olarak cumartesi sabah yapılmakta iken speaking kısmı sınavın olacağı haftada perşembe, cuma, cumartesi öğleden sonra veya pazar günü yapılabilmektedir. Genel olarak cumartesi sınava girilecek yerle aynı yerde yapılır. Sınavdan önce speaking kısmını almak daha iyi oluyor. Sınav sonrası akşam almak en kötüsü. Tabi ne zaman alacağınıza kendiniz karar veremiyorsunuz.

Sınavı yapan examinerlar genelde native speaker olsa da azımsanmayacak sayıda Türk examiner da var Türkiye'de yapılan sınavlarda. Yani gittiğinizde şaşırmayın. Her türlü insanla karşılaşabilirsiniz: Yaşlı-genç, yardımcı olan-olmayan, gülen-gülmeyen, konuşan-konuşmayan. Ama siz sınavınıza bakın. Sonuçta herkesi tarafsız olarak değerlendiriyorlar. Şuna emin olun ki, ne konuştuysanız puanını alacaksınız.

Speaking kısmında bir hoca ile karşılıklı konuşuyorsunuz. TOEFL'daki gibi bilgisayara karşı konuşmuyorsunuz. Totalde 3 parttan oluşuyor. İlk partta genel olarak tanışma ve çok genel sorular (nerede yaşıyorsun? apartman mı ev mi tercih ediyorsun? telefonuna gelen son mesaj? gibi) oluyor. Bazı examinerlar çok kısa keserken bazıları bu kısmı uzatabiliyor.

İkinci partta examiner size bir kağıt veriyor ve 1 dakikalığına size düşünme ve organize olma süresi veriyor. Soru genelde müzik, giyinme, dil öğrenimi, geçmiş-bugün-gelecek farkları gibi şeylerle alakalı oluyor. Ayrıca anlatmanız gereken birkaç husus da kağıtta yazıyor. Düşündükten sonra soruyla alakalı 1-2 dakika konuyla alakalı kendiniz konuşmanız bekleniyor. Examiner kesinlikle size karışmıyor. Süre bittiğinde konuşmanız devam ediyor olsa bile sizi kesiyor. Bunu insanlar genelde yanlış anlıyor ve negatif bir şey olarak yorumluyorlar. Kesinlikle negatif bir şey değil. Çünkü onun da sınav yapması gereken onlarca adam var. Moralinizi bozmayın ve part 3 ile devam edin.

Part 3 ise karşılıklı 5-6 soru-cevap şeklinde geçiyor. Sorular genel olarak part 2'deki gibi oluyor.

Total sınav 11 ile 14 dakika arası sürüyor. Konuşmanız kayıt altına alınıyor.

 Puanlama kurumun elemanları tarafından kendi belirledikleri ilkelere göre yapılmaktadır. Speaking sınavının değerlendirmesi gramer yapısı, kompleks cümleler, konuyla alakalı gerekli kelimelerin kullanımı gibi kriterler etkili olmaktadır.

Değerlendirme

IELTS seviye değerlendirmesi 0-9 arasıdır. Dört beceriden alınan ayrı notların toplanıp dörde bölünmesiyle "Overall Score" yani "Genel Not" belirlenmiş olur. Alınan notların ortalaması 0.25'ten aşağıda ise aşağıya, 0.25 ve yukarı ise 0.50'ye tamamlanır. Ortalama 0.75 ve yukarısı ile bitiyorsa yukarıya yuvarlanır.

Mesela:
Listening: 5.5
Reading: 6.5
Writing: 5.5
Speaking: 5.5
Ortalama: 5.75
Overall: 6.0

Listening: 5.0
Reading: 6.5
Writing: 5.5
Speaking: 5.5
Ortalama: 5.63
Overall: 5.5

IELTS'te dokuz ayrı seviye şu şekilde açıklanmıştır:
  • 9 (Uzman kullanıcı): Dile tamamen hakimdir, yerinde ve doğru kullanımın yanı sıra akıcı bir konuşa ve tam anlama kabiliyeti.
  • 8 (Çok iyi kullanıcı): Dile tamamen hakim olmakla beraber sadece nadiren tutarsızlıklara sahiptir. Sık karşılaşılmayan durumlarda yanlış anlamalar oluşabilir. Karmaşık durumlarla başa çıkabilir.
  • 7 (İyi kullanıcı): Dile hakim olmakla beraber bazı sıklıkta tutarsızlıklar ve yanlış anlamalar yaşayabilir. Karmaşık durumlarla başa çıkabilir ve detaylı anlatımları anlar.
  • 6 (Yetenekli kullanıcı): Genel olarak dile hakim olmakla beraber bazı tutarsızlılar ve yanlış anlamalar yaşanmaktadır. Sık karşılaşılan durumlarda karmaşık bir dil kullanabilir.
  • 5 (Makul kullanıcı): Dile kısmi olarak hakimdir, çoğu durumlarla başa çıkabilir ancak kimi hatalar yapar. Kendi alanında temel konulara hakimdir.
  • 4 (Sınırlı kullanıcı): Temel yeterlilik sadece tanıdık konularda geçerlidir. Karmaşık kullanımda sık sık sorun yaşar.
  • 3 (Aşırı sınırlı kullanıcı): Çok bilindik durumlarda sadece genel durumu anlayabilir ve anlatabilir.
  • 2 (Kesintili kullanıcı): Sadece çok tanıdık koşullarda ve sınırlı kelime grupları haricinde gerçek bir iletişim mümkün değildir.
  • 1 (Kullanıcı değil): Birbirinden bağımsız kullanılan birkaç sözcük dışında dili kullanmaya yatkın olmama durumu.
  • 0 Sınava girmemiş ve dolayısıyla haklarında bilgi alınamamış adaylar için kullanılır.
Sonuçların Açıklanması ve Resmi Belge

Resmi internet sitesinde yazana göre sınav sonuçları sınavdan sonraki 13. gün içerisinde belli olmakta ve internet üzerinden saat 16.00 dolaylarında açıklanmaktadır. Yani cumartesi sınava giriliyorsa 2 hafta sonra cuma günü sınav açıklanıyor. Son birkaç sınavdır saat 16.00'da değil de saat 11.00'de açıklanıyor. Yani 11.00'den itibaren sonuç sayfasını kontrol etmeye başlayın.
Sonuç sayfası:

Resmi sonuç belgesi ise cuma günü postaya veriliyor. Duruma göre cumartesi ya da pazartesi günü elinize ulaşıyor.

TOEFL - IELTS Denkliği

Uluslararası olarak TOEFL ve IELTS denkliği bulunmaktadır. Eşdeğer puanlar aşağıdaki gibidir:

TOEFL-IBT IELTS Denkliği
Denkliğin alındığı sitenin linki:


Son Söz

TOEFL, artık çoğunlukta IBT olarak, yani internet ve bilgisayar tabanlı olarak yapılmaktadır. TOEFL - IBT sınavında speaking kısmını bilgisayara karşı konuşarak yapmaktasınız. IELTS ise eski usül yani kağıt ve karşılıklı görüşme şeklinde yapılmaktadır. IELTS sınavında speaking harici kısımlar kağıda yazılı olarak, speaking kısmı ise interviewer ile karşılıklı olarak görüşerek yapılıyor. Speaking açısından IELTS sınavı daha avantajlı.

Sonuç olarak TOEFL ya da IELTS sınavlarından bir tanesini seçip hazırlanmamız gerekiyor.

Başarılar diliyoruz.

9 Temmuz 2015 Perşembe

MD PhD Amerika

Herkese merhabalar.

Uzun zamandır, yaklaşık olarak 4 yıldır, MD PhD Türkiye adlı blog ile ülkemizde doktora, yani PhD imkanlarından siz tıp doktoru meslektaşlarımızı haberdar etmeye çalışmaktayız. 4 yıldır verdiğimiz emeğin ülkemizde tıp doktorlarının temel bilimlerde doktoraya başlamasına ve bilim dünyasına katkıda bulunduğu ümidindeyiz.

PhD yani doktora sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinde verilen bir derece. Tıp ve araştırma dediğimiz anda aklımıza öncelikle Amerika gelmektedir. Gerek sağlam akademisi, gerek verdiği kaliteli PhD ile, gerekse sağladığı muazzam araştırma fonları ile Amerika tıpta doktora kanusunda dünyada öncü ülkedir, bu işin en iyi yapıldığı yerdir.

Bundan dolayı geçen sene Amerika'da doktoraya kabul almış bir arkadaşım ile bu blogu kurmaya karar verdik. Amacımız ülkemizde gelişen akademi, araştırma ve temel bilimlere katkıda bulunmaktır. Birçok Çinli, Hİndistanlı, Afgan, Pakistanlı Amerika'da tıpta doktoraya kabul alabilmektedir. Bizim tek eksiğimiz biraz bilgi, biraz cesaret ve biraz da dildir.

Zaman içerisinde konu ile alakalı konuları yazmaya çalışacağız. Yazmayı düşündüğümüz başlıklar:
- Amerika'da Tıpta Doktora İmkanlarına Giriş
- Staj - Network oluşturma - GRE - TOEFL - Niyet mektubu (personal Statement ) - CV hazırlama - Başvurulacak yerleri seçme - Başvuru zamanı, evrakları, onların takibi - Mülakat

Beraberce Amerika'da PhD imkanlarını inceleyecek, sorularınızı yanıtlamaya çalışacağız. Ülkemizin temel bilimler noktasında akademik kapasitesini geliştirmeye çalışacağız.

Atatürk'ün dediği gibi belki de MD arkadaşlarımız Amerika'ya bir kıvılcım olarak gidecek, bir ateş olarak dönecekler. Ya da dünyanın herhangi bir yerinde medeniyet ve bilim ateşini yakacaklar.

Çıktığımız bu güzel yolda başarılar dilerim.

Herkese yararlı olmasını dilerim.